Bir akıllı telefon aldığınızda sadece kamerasını, ekranını ya da dış görünüşünü almazsınız. Asıl önemli olan, telefonun içindeki “beyin” yani işletim sistemidir. Bu, menülerin nasıl göründüğünü, uygulamaların nasıl çalıştığını, kısacası telefonu kullanırken yaşadığınız tüm deneyimi belirler. Çoğu telefon gibi Vivo da Android sistemini kullanır ama üzerine kendi “kıyafetini” giydirir.
Şimdiye kadar Vivo’nun bir tuhaflığı vardı: Telefonları için iki farklı “kıyafet” tasarlıyordu. Çin’de sattığı telefonlara “OriginOS” adını verdiği modern, renkli, göze hoş gelen ve kullanımı keyifli bir yazılım yüklüyordu. Ancak Çin dışındaki ülkelere (Avrupa dahil) sattığı telefonlara ise “Funtouch OS” adında, daha eski, sıkıcı görünen ve çoğu zaman kullanmadığınız bir sürü gereksiz uygulamayla dolu bir yazılım koyuyordu. Kısacası, dünyanın geri kalanı Vivo’nun en iyi yazılım deneyiminden mahrum kalıyordu.
İşte bu haberdeki en büyük değişiklik tam olarak bu. Vivo, en yeni ve en güçlü telefonları olan X300 serisini artık Avrupa’da da satmaya başlıyor. Ancak bu sefer büyük bir farkla: Bu telefonlar nihayet o “iyi” ve “güzel” olan yazılım, yani OriginOS ile birlikte geliyor. Bu, artık Avrupa’daki kullanıcıların da Çin’deki kullanıcılarla aynı kalitede, modern ve keyifli bir telefon deneyimi yaşayabileceği anlamına geliyor.
Peki bu yeni yazılımın farkı ne? OriginOS, kullanıcıya telefonunu daha fazla kişiselleştirme imkanı sunuyor. Örneğin kilit ekranınızı çok daha havalı hale getirebiliyorsunuz; duvar kağıdınızdaki fotoğrafın bir kısmının saatin önündeymiş gibi görünmesini sağlayarak derinlik hissi yaratabiliyor veya kilit ekranına küçük ve kullanışlı bilgiler ekleyebiliyorsunuz. Genel olarak çok daha akıcı, renkli ve modern bir tasarıma sahip. Bu da telefonu kullanmayı
